Jül Sezar
Jül Sezar, MÖ 100 senesinde Roma’da dünyaya geldi. Annesi Aurelia Cotta, babası Gaius Julius’dır. Sezar’ın doğumunda ölen annesinin karnını kesmek suretiyle alındığı için “kesilip alınan” anlamına gelen “Ceasar” ismini aldığı iddia edilir. Ayrıca bugünkü sezaryen işleminin isim babasıdır.
Julius Caesar, Roma devlet adamı ve komutandır. Aynı zamanda hatip ve yazardır.
Büyük bir devlet adamı olan Jül Sezar oldukça ünlü de bir yazardır. Sezar politik davranışlarında çoğunlukla halk tarafını tutmuş, Romalı asillerin halk üzerinde baskılarını kaldırmaya çalışmıştır.
Jül Sezar’ın politikaları Romalı asillerin halk üzerinde baskılarını kaldırmaya çalışmıştır. Politikalarıyla daha çok halk tarafındadır.
Yaptığı savaşlardaki başarıları, politikada izlediği yöntemlerle rakiplerini saf dışı bırakması ve halk yanlısı politikalarıyla zaman içerisinde güçlü ve halk tarafından sevilen bir devlet adamı olmuştur.
Romalı yazarlar Sezar’ın epilepsisini, beyin sklerozu ile ilişkilendirirken, diğerleri onu alkole bağlamaktadır. Bu, eski Roma’da, “gerçek düşme rahatsızlığı” ile semptomatik bir epilepsi türü arasında bir ayrım yapıldığını göstermektedir.
Sezar’ın Hayatı
İki evlilik yapmıştır. İlk eşi Marius partisi taraftarlarından 1. Cornelius Cinna’nın kızı Cornelia’dır. Sulla ve Mariusçular arasındaki çekişmeye katılmasına yol açmıştır. Daha sonra Sezar, Roma’dan çıkmaya zorlanmıştır.M.Ö. 80’de Bitinya Kralı IV. Nikomedes sarayına elçi olarak atanmıştır. Belli bir süre sonra Nikomedes ile sevgili oldukları söylentileri ortaya atılmıştır.
Sulla’nın (MÖ. 78) ölümünün ardından Roma’ya geri dönebilmiştir. Sonrasında hatiplik öğrenimi için Marcus Tullius Cicero‘nun da öğretmeni olan Rodos’a ünlü öğretmen ve hatip Apollonius Molo‘nun yanına gitmiştir. Kendini siyasete vererek Pompeius tarafını tutmuştur.
Cornelia (M.Ö 63) öldükten sonra ikinci evlilliğini Pompeia isimli genç bir kadınla evlenmiştir. Bu kadının yaşam standartı yüksek, çevresi geniştir. Bu evlilikten bir kızı olmuştur.
MÖ 66 senesinde konsüllükten önce gelen bir rütbe olan praetorluğa yükselmiştir. Bu sırada, Batı Hispania’daki ayaklanmayı bastırarak elde ettiği ganimetler sayesinde borçlarını ödemiştir. Kendini konsüllüğe seçtirmek için Roma’ya gitmiştir. MÖ 59 senesinde, muhafazakâr Marcus Bibulus ile birlikte konsül seçilmiştir. Aynı sene, Pompeius ve Crassus ile anlaşarak Birinci Triumvirlik’i kurmuştur.
Bir kanun çıkararak fakir vatandaşlara ve Pompeius’un terhis edilen askerlerine toprak dağıtmış, vergilerin üçte birini bağışlayarak subayları kendi tarafına çekmiştir. 5 sene içine kendini Dalmaçya (İllirya), Kuzey İtalya ve Güney Fransa valiliklerine seçtirmiştir Kuvvetli rakipleri olan Marcus Tullius Cicero ile Cato”nun Roma”dan uzaklaştırılmasını sağladıktan sonra, MÖ 58 senesinde Galya’ya girmiştir. Sekiz sene içerisinde Ren nehrinden Pireneler’e kadar bütün ülkeyi ele geçirmiştir. Zaferle sonuçlanan Galya seferinin ardından Caesar aldığı zengin ganimet ve tecrübeli ordusu sayesinde, Roma’da en güçlü adam olmuştur.
MÖ. 53 senesinde Craussus’un öldürülmesi ve Pompeius’la Caesar’ın arasındaki ilişkinin bozulması Birinci Triumvirlik sonunu getirmiştir. MÖ. 49 yılında senato, Pompeius’un etkisiyle, Sezar’ın ordusunun terhis edilmesini isteyince, Sezar buna kızıp emrindeki 5000 tane askerle Galya ve İtalya sınırını meydana getiren Rubico ırmağının kıyısına geldi. Senato ordusuna komutanlık eden Pompeius ile girişilen bir savaştan sonra Sezar’ın ordusu bütün İtalya’yı egemenliği altına almıştır.
Pompeius’u Yunanistan’a kadar takip eden Sezar onu MÖ 48 senesinde Pharphalus’ta yapılan meydan savaşında yenmiştir. Sonrasında Mısır’a kaçmıştır. Pompeius, Sezar’ın gözüne girmek isteyen Mısır Kralı, Pompey tarafından İskenderiye’de öldürülmüştür. Bu sırada Mısır’a giden Sezar, Kleopatra ile kız kardeşi arasındaki taht kavgasını Kleopatra ‘nın lehine halletmiştir. Sonrasında Anadolu’ya geçerek burada Ponpus Kralı Pharnakes’i mağlup etmiş, Zaferini senatoya “Geldim, Gördüm, Yendim” şeklindeki ünlü sözüyle bildirmiştir.
Sezar’ın sonraki zaferleri birbirini kovaladı, MÖ 45 senesinde İspanya’da Pompeius’un iki oğlunu yenilgiye uğratmıştır. Bu başarılarından sonra Sezar, Roma İmparatorluğu’nda bütün yetkinin tek sahibi olmuştur. Hükümdar ünvanından başka haleflerine geçmek şartıyla imparator ünvanını aldı. Diktatörlüğü 10 sene için uzatıldı. MÖ 45 senesinin Şubat ayında kızı Tullia hayatını kaybetmiştir. Sezar yaşamı boyunca bu şoktan kurtulamamıştır.
Sezar kazandığı yetkileri iyiye kullanarak devlet bakımından çok yararlı ıslahat yapmış, İtalya şehirlerinin hukuki durumunu bir düzene bağlamış, eyaletlerin idaresini düzeltmiştir. Bu sırada borçlara ait kanunları hafifletmiş, eyalet halkına vatandaşlık ve senatör olabilme yetkilerini tanımış, fakir olanların Kartaca’da ve Korent’te koloni kurmalarını sağlamıştır.
Sezar’ın aldığı bu tedbirler, senatonun yetkilerini ve kuvvetini oldukça sınırlamıştır. MÖ 44 senesinde hayat boyu diktatörlük elde edince, cumhuriyet idaresi yerine monarşist bir rejim kuracağı fikri uyanmıştır. Bunu kabul etmek istemeyen aristokratlar, başlarında Brutus ile Cassius olmak üzere, bir suikast hazırlığı yapıp MÖ 15 Mart 44’de Roma’da 56 yaşında senatoda iken öldürmüşlerdir. Brütüs’ü suikastçılar arasında gören Sezar’ın son sözleri ”Sen de mi, Brütüs?” olmuştur.
İlk Roma imparatorunun biyografi yazarı Gaius Suetonius Tranquillus ( Sueton , yaklaşık 70-140), Sezar’ın çalışırken iki kez epileptik nöbet bildirmiştir . MS ikinci yüzyılda yaşayan Roma tarihçisi Appian , cumhuriyet dönemi tanımında Sezar’ın ‘ epilepsi ve ani konvülsiyonlardan ‘ bahseder . Plutarkhos, Sezar’ın Thapsus Savaşı sırasındaki savaşın ortasında epileptik bir kriz geçirdiğini belirtir.
Başka bir kısımda Plutarchos, Sezar’ın hayatının sonuna kadar epileptik nöbet geçirmediğine de işaret etmiştir. Sezar, bu nöbetten sonra ölümünden iki yıl öncesine kadar rahatsızlığı çektiği belirtilmiştir.
Romalı yazarlar Sezar’ın epilepsisini, beyin sklerozu ile ilişkilendirirken, diğerleri onu alkole bağlamaktadır. Bu, eski Roma’da, “gerçek düşme rahatsızlığı” ile semptomatik bir epilepsi türü arasında bir ayrım yapıldığını göstermektedir.